Birkaç lise arkadaşı röportaj için Ara Kafe'de sıramızı bekliyorduk. Masadaki sohbete eşlik ederken bir yandan uzaktan siluetini karalıyordum. Sonra bizi çağırdılar. Bu ağzı bozuk ve bilge adamla ne kadar sürdüğünü hatırlamadığım müthiş bir muhabbet kurduk. O günden itibaren bu topraklarda yaşamış sanatkâr Ermenilerle, fotoğrafla ve dahi yaşanabilir bir İstanbul'la olan bağım oldu kendisi. Akşama doğru kafeden ayrılıp İstiklal'e doğru yönelmişken koşarak geri döndüm. Yanına varıp çantama koyduğum çizimi çıkardım. Baktı, baktı ve kendisi olduğunu fark edince tatlı mı tatlı bir gülümseme yayıldı yüzüne. Bir pilot kalemle iki kuş bir balık çizdi. Sonra da sohbet boyunca bizi güldüren o fütursuz küfürleri savurmamışcasına bir beyefendilikle şöyle yazdı: Sayın Bilge'ye teşekkürler, Ara Güler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder